Hepimiz tansiyonun ne anlama geldiğini ve düşük ya da yüksek tansiyonun neye işaret ettiğini biliriz. Kayıtları düzeltmek gerekirse, kalp arter ve ven adı verilen damarlarla vücutta dolaşan kanı pompalar. Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun tüm bölgelerine götürürken, toplardamarlar bu dolaşan kanı tekrar kalbe geri getirir.
Kan dolaşımı
Bu damarlarda kanın dolaşım gücü, kan basıncı olarak kabul edilen şeyi yaratır. Ancak iki tür kan basıncı vardır: sistolik ve diyastolik. Kalp pompalarken oluşan basınç sistolik basınç olarak adlandırılırken, diyastolik basınç kanın damarlar yoluyla kalbe geri dönmesiyle oluşan basınçtır. Bu nedenle, sistolik basıncın atardamarlardaki, diyastolik basıncın ise toplardamarlardaki kan basıncı olduğunu belirtmek uygun olacaktır.
Birçok benzer hastalıkta olduğu gibi, yüksek tansiyonun başlangıcında ve gelişiminde binlerce faktör gösterilmektedir. Hareketsizlik ve sağlıksız beslenme en çok vurgulanan risk faktörleridir. Çoğu tansiyon ilacı ve rehberliği her zaman daha fazla aktivite ve sağlıklı beslenme gibi yaşam tarzlarını geliştirmeyi hedefler.
Biliyor muydunuz?
Ancak son zamanlarda doktorlar, egzersiz ve diyetin ötesinde, mizacınızın, duygularınızın, endişelerinizin, korkularınızın ve zevklerinizin de yüksek tansiyon tehlikesine büyük ölçüde katkıda bulunduğunu keşfettiler. Özetle, kardiyovasküler ve ruh sağlığı arasında bir bağlantı kurulmuş gibi görünüyor. Giderek artan kanıtlar stres, kaygı, düşmanlık, depresyon veya çocukluk travması ve yalnızlık gibi kronik psikolojik durumların hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler rahatsızlıkların nedenlerinde çok önemli rol oynadığına işaret etmektedir.
Bu değişkenlerin, hareketsizlik, sigara kullanımı, diyabet vb. gibi bilinen kardiyovasküler hastalıklar kadar, hatta onlardan daha güçlü olduğu ortaya çıkmaktadır. Duygusal durumların davranışları çeşitli şekillerde etkilediğine inanılmaktadır. Kardiyovasküler ve ruh sağlığı arasında gözlemlenen bağlantı için yapılan açıklamalar arasında depresyon, anksiyete veya kaygı gibi kronik psikolojik durumların vücudun savaş ya da kaç mekanizmasını harekete geçirdiği yer almaktadır.
Kan glikozu
Buna karşılık kan basıncı ve kan şekeri yükselir. Bu durum uzun süre devam ettiğinde kronik yüksek tansiyon ortaya çıkabilir. Newsweek'in bir sayısında 'anjina' (hipertansiyon belirtilerinden birinin adı) teriminin 'öfke' kelimesiyle ortak bir köke sahip olduğu ve bunun da duygular ile yüksek tansiyon arasındaki ilişkiyi daha anlamlı bir şekilde açıkladığı belirtilmiştir. ABD'de yapılan bir klinik çalışma, depresyon gibi duyguların muhtemelen vücutta kan damarlarına zarar verdiği bilinen bazı enflamatuar kimyasalların üretimini uyardığını göstermiştir.
Agresif ve depresif bireylerde vücudun büyük miktarlarda stres hormonu üretip biriktireceğini, bağışıklık sistemini uyararak inflamasyon geliştireceğini ve bunun da yüksek tansiyondan kalp krizine kadar her aşamada kalp hastalığını teşvik edeceğini açıkladılar. Egzersiz ve diyetin kalbiniz için iyi olduğuna dair tüm hikayeleri duyduğunuzda, kalbinizin çalışmasına yardımcı olmak için neler yapabileceğinizi ve doğru yiyecekleri yemenin, sigarayı bırakmanın veya rutin egzersizin ötesine etkili bir şekilde geçebileceğinizi aklınızda bulundurun.
Sonuç
Hayata harika bir bakış açısı da neredeyse aynı derecede önemlidir. Yüzünüzün ağrımasına gerek yok; basit bir gülümseme kalbinize yardımcı olabilir. Doktorlar uzun zaman önce neşeli ve esprili insanların hastalanmadığını; yüksek tansiyon ve diğer zayıflatıcı rahatsızlıklardan muzdarip olmadıklarını, çünkü sadece mutlu olmayı seçtiklerini tespit ettiler. Bunun o kadar da zor bir karar olmadığını siz de kabul edersiniz. Şimdi gerilimsiz bir hayat yaşamaya karar verin; kalbiniz bunu arzuluyor.